25 Eylül 2016 Pazar

Yollar bizi bekliyorsa bakım zamanı gelmiştir..

Konu yurt dışı olunca Bus’ların bakımı önemli bir konu. Yolunda gitmeyen işler ülkemizde olduğu kadar basit ilerlemiyor oralarda. Kurallar sert. Malum sınırlarımız dışındaki ülkelerin vatandaşları da bizimle arkadaşçıl bir frekansta değiller. Buna son dönemdeki siyasi konularda eklenince temkinli davranmanın çok daha mantıklı olduğuna inanlardanım. E nihayetinde "İnto the wild" kafasında değiliz. 657'ye tabiyiz. Tatil günü sayılı.

 Bus buluşmasının bu sene Selanik'te olması ve geri kalan günlerde şöyle kısa bir Balkan turu yapma fikriyle kış aylarından başlamak üzere Bus’ın eksiklerini ve bakımlarını yapmak için kolları sıvadım. İlk defa kendi motorumu indirip, baskı balatayı değiştirdim. Çok şeyler öğrenip tecrübe ettim. 

Bilirsiniz ki Bus kültüründe kendi aracınızın teknisyenliğini kendiniz yapmanız ilk başta gelir. Telefon açıp yol yardım istemek bizde olmayan bir şeydir. Vira bismillah deyip bir Cumartesi yattık Bus’ın altına.


Motordaki en önemli sorun volan keçesinin miadını doldurmasıydı. Blok içerisinden baskı balatanın içine akan yağ, debriyajın kaçırmasına sebep oluyor bu da rampalarda aracın ilerlemesine bile fırsat vermiyordu. Ayrıca birkaç yerinden yarılmış egsoz kazanı, kaval borularının contalarından damlayan yağlar ve genel bir temizlik halletmem gereken konulardandı. Bus’ın motorunu indirmek çok basit bir şey. Kriko yardımıyla 15-20 dk sürüyor tabi ki  marş dinamosunun üzerindeki lanet bir saplamayı sökerken işler yolunda giderse.


Bahsi geçen saplama ise marşa yakın gözüken. Zor sökülüp takılıyor. Diğer 3 saplamayı sökmek geniş çalışma alanı olduğu için basit.

İlk başta kutup başları ayrılıyor, motor tesisatı sökülüyor, gaz teli ayrılıyor ve blok etrafındaki saçlar sökülüyor. Klasik 1.6 motorda şanzıman ve motoru birleştiren 4 adet saplama var. Bunları sökünce ve priz direğe yük bindirmeden bloğu boşluğa doğru çekiyorsunuz. 


Yarım saate kalmadan blok aşağıda.

 Motorun en az 4 senelik el değmemiş hali buydu. Birçok yer yağ içindeydi. En büyük sebebi ise motor yağ dolum kapağının üzerindeki hortumun kıvrımlı olmasından dolayı hava temasının kesilmesi bunun sonucunda kasnak contasından kaçan yağın kasnağın devriyle bütün motor bloğunu yağa bulaması. Bu borunun içi açık ve kıvrımsız olması şart. Yoksa büyük problem.



Sökerken her şeyi not alıp öyle devam ediyorum. Bunlar bazen yazarak bazen de resim ve video ile devam ediyor.


 Pict 34 Solex karbüratörün bakımı üzerinden çok zaman geçmediği için sadece depoladım.



 Gaz telinin içinden geçtiği davlumbaz üzerindeki ince boru. Bloğu aşağı indirirken teli buradan kontrol ederek geçirmek gerekiyor. Bu telin kırılması hiç istenmeyen bir durum. Komedi videolarında bol bol izleyebilirsiniz yorgan ipiyle gaz verenleri.


 Şarj dinamosu üzerindeki pulların sayısı kayışın gerginliğini teyit ediyor bunun için kaybetmemek gerekiyor.


 Blogun ne kadar pis olduğunun bir resmi. Tel fırça ile 5-6 kg kadar yağı temizlemişliğim vardır.








Temizlik işi uzayınca bir ara motoru kucaklayıp balkona taşındık.




Silindir kapağı üzerindeki sağlıksız gözüken piyanoların birkaç tanesi değişti. 




Yağ kaçıran kaval boruları ve contaları değişti.




Egsoz manifolt saplamaları ise zamanla yalama olmuştu. Bir büyük boyda Heli Coil çekip hepsine tekrar diş açıp sağlamlaştırdım.






Soğuk iklime sahip bölgelerde emme manifoltunun egsoz bağlantısıyla ısınması şart bir durum. Fakat İzmir ve İstanbul için böyle bir duruma ihtiyaç yok. Kalın alüminyum tabakaları keserek bu delikleri körledim.


Davlumbazın üflediği havanın yağ radyatörünü iyi soğutabilmesi için yanmaz süngerle radyatörün etrafını tekrar kapadım. Bu süngerin zamanla deforme olması havanın boşluğa kaçmasına neden oluyor ve soğutma performansı düşüyor.


Aracın ısıtma sistemi vebasto ile yapıldığı için egzoz boruları üzerinde bulunan ısı değiştirici ve saç kaplaması da aslında atıl durumda. Görüntüsünü sevmediğim için saçları kestim.


Egsoz ısıtma çubuğunu monte etmek en zorlandığım işlerden biriydi. Çünkü egsoz iç yapısını değiştirmeden 30 cm lik çubuğu bir yerlere iliştirmek zorundasınız. 



Blok gömlek saçları, subap kapakları, davlumbaz ve emme manifoltlarını sonradan silinebilsin diye vernikle boyadım.






Baskı, balata, rulman ve şanzıman keçesi 20mm Sachs ile set olarak değişti. Volanı sökmek eldeki ekipmanla mümkün olmadığı için torna atölyesinden yardım almam gerekti.



 En son subap ayarlarını da yaparak bloğun önemli ve uğraştırıcı işlerini bitirmiş oldum. 


Montaja hazır motor. Bütün bu işleri aslında başında dursan bir kaç günde halledebilirdim ama iş dolayısıyla bir aya yakın bir zamanımı aldı. Ama iyi oldu. Yoldayken, yolunda gitmeyen bir problemi nasıl çözeceğim ile ilgili bir çok yeni şey öğrendim. Korkmadan eline eldiveni takıp arabanın altına yatmak ise tecrübe etmek istediğim en büyük deneyimdi.

Bunlar bitince tek merak ettiğim konu Bus'un ilk marşta çalışıp çalışmayacağıydı. Beni üzmedi. Tek marşta çalıştı. 


NOT: Sadece bir Vw severim. Usta değilim. Paylaştıklarım, kendi deneyimimden başka bir şey değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder